Kemikten yapışık kardeşler gibi Vurgun yemiş tinimle kutsal tenim Ah biri kanatsız ateşböceği Siz boğumlu deyin, ben eklemli diyeyim Toprak yutan arısıdır öteki İki dilli yazı bulundu taşımızda Tapısını bire indiren Amenofis Gizli gizli ağlar Güneş tanrıya Hangimiz mutsuz kral Hattusilis Hangimiz ermiş mutluluğa Masallar dinlerdi sevdalı Cemşit Sindbad, Balık Gözlü Şirin, Şehrazat Ey sevi, Afrodit benzeri dikit, Kaç çeşit demir deldi Ferhat, Hematitta, limonit, pirit Ufuk ışıkları yedi bitirdi Horus'un kasrında ne aradığın? Bak, avutmaya geldik kendimizi Ama tanrıları ölmüş Amoritler kırgın Tahta idoller karşıladı bizi Kargışlı Şahinin başıdır deniz Düştü mü kanlarla her akşam? Ormanlar içinde ikimiz Çıldırtan bir dumandır yaşam Şeytanın kandilleri ve biz Kimi gün karıştırırım birbirimizi Dirhemler gibi kurnaz tüccarın elinde Olur acıdan yoksarım kendimi Eski bir şatoda demir şövalye Ölmüş çoktan, boş kalmış içi Hem İskender'in talihli atıyım Yengiler yaşadım Küçük Asya'da Hem de Kıbrıs'ta satıldığım Kıvırcık saçlı, mağrur Romalı'ya Gün yüzü görmeden kömür çıkardım Olmuştu bahtımın sultanı Zambaklar kraliçesi nice bir straliçe, Kalbim ki menhirlerdir, suskun aşkı Ansıtmak için dikilmiş yazıdan önce Unutansa ben gene, ben zavallı Hen Mesih'tim, hem Barabbas'tım Kim çarmıha gerildi o gün? Kimdi bağışlanan kimdi, karıştırmışım? Bugünse bağışlayan göğsün Kollarını açınca ben çarmıhım Birdim iki oldum, iki iken bir Ne yalnızken birim, ne de seninle iki Sevi de yalnızlık gibidir Var yok eder durur kişiyi Akşamları boru sesiyle gelir