Kasım'da bir çarşamba çatladı Yarısını çaldılar yarısını ben çaldım On üç gün dudak dudak yaşadım Dün gece kayboldu beni bıraktı Bir cıgara yaktım telefon ettim Ekipler on bir buçukta geldiler Gemisi on bir yirmi beşte kalktı Gözbebeklerine mızrak gibi saplı Çığlıklar götürüp getiren bir tren Dokuz gün yolculuk dedik durduk O eksik bir çarşamba ben yolsul bir salı Armstrong'un delik deşik sesinden Otuz altı saat hayal dokuduk Çekirdekli ve mürekkep kanatlı Bir yağmur üstümüze yıkılırken Yolculuk dedik durduk yolculuk Sonra aşk sıyrılmış dört gün bir gece İki bıçak hızıyla yaşadığımız Ateş ve barut gibi sımsıkı içiçe Birbirimizin avuçlarına kapanışımız Sabırsız dudaklarımıza değdikçe Rüzgarın sünger gibi köpürmesi Aklımıza Dakar Limanı geldikçe Zehirli gözlerimizin yaşarması Kaybettiğimiz kaybolduğumuz vs Yarın şafakla bir konsolosluğun kapısındayım Dakar için Fransız vizesi isteyeceğim -... pardon monsieur! je vais vous demander Un visa, si c'est possible, pour dakar