Sen gelinceye kadar Ne duvar beyaz, ne perde mavi, ne abajur yeşil Gözlerimde birbiri ardınca renkler değişiyor Sen gelinceye kadar Yoksan, artık hiç birşey benim için var değil İçime apansız bir ölüm korkusu düşüyor Sen gelinceye kadar Ne güç yokluğunda saatleri birbirine eklemek Her ayak sesinde kapılara koşmak bilsen ne zor Sen gelinceye kadar Çorak toprakların yağmura özlemiyle seni beklemek Sanki her kirpiğimde bir başka adam ağlıyor Sen gelinceye kadar Çöküyor üstüme ağır, korkunç bir zaman İçimde dikenli otlar ve kederler büyüyor Sen gelinceye kadar İğneler saplanıyor göz bebeklerime durmadan Kalbimde iri adımlarıyla bir dev yürüyor Sen gelinceye kadar Saçlarını okşasam bir kuytu ormandayım Bir tutsam ellerinden en sakin limandayım Mesafeleri aşıp odama sen yanıma gelince Zamanların üstünde bir başka zamandayım