Hey gidi Ankara hey Beni de benzettin ya kendine Astın suratımı, resmileştirdin beni Hey gidi Ankara hey Beni de benzettin ya kendine Yüzüm de bürokrat gülümsemesi İçim de politik çıkmazlar Kaçıncı aşktı tattığım akşamların da Kızılay'da yürüyemeden el ele ayrıldığım Bir gecelik duygu esnemesinde Yalnızlığımla kendimi evime attığım Tadamadğım mevsimlerini doya doya Kaybettiğim kendimi herhangi bir sokağın Herhangi bir ayrımında Geçerken ömrüm giriş katlarında, üşüdüm titredim Otuz yaşıma girerken bir yaz akşamın da Bekar evlerinin soluk aydınlığın da kötü alışkanlıklar edindim Hiçbir kıza yalan söylemedim Ankara Ama bir ebruli akşamda, ezan seslerine karıştı çığlığım Oyalıyormuşum meğer kendimi geçici heveslerde Kar çiçekleri açıverdi yüreğimde Sen aşk de buna, ben çıkmaz sokak Ankara Delik olan cebime koyacaktım tüm hüzünlerimi Yine şiirler çalıp şairlerin soluk nefesli kitaplarından Şarkılar, şarkılar düzecektim ona Ve Ankara çelik renkli gecelerine dağıttığım yıldızlardan Taç yapacaktım sarı saçlarına Gözlerindeki yeşilden sürecektim antik yalnızlığıma İkimizin de paylaşacağı birisi olacaktı hayatım da Anlarsın ya sen Ankara, ben ve o Üç kişilik bir dünya kuracaktık Gözyaşlarının kahkahaya karıştığı şu dünyada Duygu sevinecekti Telefon edip Zeynep'e evleniyormuş diyecekti Frekansını yakalamışken tam da mutluluğunun Çankaya'dan bir rüzgar esti Kıskandın ya bizi helal olsun sana Şu ölümlü dünyada kendin gibi bir dünya görmeden Boğacaksın öylemi, kalabalık kaldırımların da beni Hüzne doyacağım öylemi, senin gibi gecekonduların da Benim gibi bir bozkır çocuğu Meram akşamların da çiçeklerin nasıl olgunlaştığını bilirim ben Çözmüşken şifresini tam da hayatın korkma Ankara korkma Yazılmamış bir şiirin Okundukça çoğalan ilk kelimesinde Akıp giderken kaderimiz iki ayrı yöne Mutlaka buluşacak vuslat denizinde Ankara korkma okuduğu duaları anamın ikimizi de kurtaracak Ve hiç ummadığın bir günde, şöyle güneş burcundayken sevinçlerin Sen bana alışacaksın ben de sana Ankara Geçerken ömrüm giriş katlarında, üşüdüm titredim Otuz yaşıma girerken bir yaz akşamın da Bekar evlerinin soluk aydınlığın da kötü alışkanlıklar edindim Hiçbir kıza yalan söylemedim Ankara Ama bir ebruli akşamda, ezan seslerine karıştı çığlığım Oyalıyormuşum meğer kendimi geçici heveslerde Kar çiçekleri açıverdi yüreğimde Sen aşk de buna, ben çıkmaz sokak Ankara Delik olan cebime koyacaktım tüm hüzünlerimi Yine şiirler çalıp şairlerin soluk nefesli kitaplarından Şarkılar, şarkılar düzecektim ona Ve Ankara çelik renkli gecelerine dağıttığım yıldızlardan Taç yapacaktım sarı saçlarına Gözlerindeki yeşilden sürecektim antik yalnızlığıma İkimizin de paylaşacağı birisi olacaktı hayatım da Anlarsın ya sen Ankara, ben ve o Ama korkma Korkma Ankara Okuduğu duaları anamın ikimizi de kurtaracak Ve hiç ummadığın bir günde, şöyle güneş burcundayken sevinçlerin Sen bana alışacaksın ben de sana Ankara