Bir akşamda yaşlanırsın on yıl anlamazsın Yankılansın ansızın bir ses Kulakta çınlasın Hafızamda tozlu yollar arkasında kalsın Alnımın tam ortasında "enayi" yazsın En küçük bir ses bile gizemli böyle bir yerde Sanki biri peşimde diyeceğim Harbi biri peşimde Tüyler ürperten bir endişe geziyor ensemizde Taşlı köy yolunda, minibüsün içinde Gördüm her şeyi, kedere fazlasıyla meyilli Böyle akşamlar fuzuli, rakıysa zaruri Deşti zaman tesiri, yılların rehaveti Göremedim şu gafleti Sabır tükendi bitti Kafam kıyak fazlasıyla, şunu içirmeyin bana Geldik en sonunda indik mezarlık yanında Kapkaranlık her taraf ve bir fener yanımda Feneri açtığımda gördüm; dedem karşımda Yok yere Adımların peşinde nereye? Boş yere Nefesim yorulur kendine Haybeye Kafada çınlayan soru yine: "Burası neresi, ha? Benim adım ne?" Yok yere Adımların peşinde nereye? Boş yere Nefesim yorulur kendine Haybeye Kafada çınlayan soru yine: "Burası neresi, ha? Benim adım ne?" Yükselir gözünden hüzmeler Çevrilir dümenler Devrilir yüzümden hicran yürekler örseler Ceplerinde büyük piller, elinde poşetler Değirmenler arkasında basık kerpiç evler Dün akşam bur'da gökyüzünden yağdı kurbağa Uyuz beygirler bile dakikasında kalktı şaha Çıktı geldi yatsı vakti beş tabur jandarma Kolumdan iyice tut da yürüyelim şu kayalığa Yürüyelim dede Unutalım ve yürüyelim Ateş püsküren bir vicdan aklımızda yürüyelim Noter onaylı kâğıtlarla saatlerce sürünelim Havalı av tüfekleriyle feri sönsün gözlerin Cebinden fişekler aniden birer birer Ben nefeslerimden dahi korkarım derinden Kayalık üstü dizdiğim yirmi bir şişeyle ben Bakıyorum bir boşluğa Adım Veysel Yok yere Adımların peşinde nereye? Boş yere Nefesim yorulur kendine Haybeye Kafada çınlayan soru yine: "Burası neresi, ha? Benim adım ne?" Yok yere Adımların peşinde nereye? Boş yere Nefesim yorulur kendine Haybeye Kafada çınlayan soru yine: "Burası neresi, ha? Benim adım ne?"