1 Ocak Salı; Bugün kar yağdı, hem de ilk kez Mahalle beyaz, tıpkı düşlerim gibi Mektebe giden yolda seyre daldığım Yıkık Mavi Köşk'ü saklıyor gibi O gün gördüm işte seni, hatırlarım Tenin gibi bembeyazdı sanki kaldırım Ama siyahtı büyülü gözlerin, rüzgara yenik o upuzun saçların 4 Şubat Perşembe; Cesaret edip de ilk kez konuştum senle Gülümsedin Bahar rengiydin Sayende sarhoş ben Rüya gibiydi, uyanmak istemem Sık sık görüştük önce Yıkık Mavi Köşk'ün önünde buluşup Eninde sonunda gün batımı öpüşüp güneşle, vedalaşırdık içimde hüzünle Ve şimdi yaşlılık, sarardı yıllar Mevsim hep aynı; buruk sonbahar Sen de yoksun ya en çok o koyar YIKIK MAVİ KÖŞK'ÜN ÖNÜ HALA KARLI VE BEYAZ SONBAHARDA BAK ÖMÜR ÖLÜM SENSİZ NE AYAZ Sen yoksun artık Hani ölüm ayırmazdı bizi nerdesin? Ya sen yalancısın ya da Azrail Bırakıp gittiğin köşk gibi tükendim İçime kapandım Anılar olmasa sana çok kızardım Ama ben yine gözümü yumunca seninle yaşadım ve yaşlandım Nerdesin? 7 Mart, saat 02: 00 Uyumadım yine Gazetede gördüm bak yakılmış Mavi Köşk Yok olmaz! İşte bunu kaldıramam anla O köşk senden bana kalan son hatıra Tamam, tamam ağlamıyorum bak Seni ilk gördüğüm gibi giyindim şimdi Taradım saçımı, hazırım gibi Bir hayli heyecanlı, sakarım bugün Hoşça kal günlük ve ömrüm Yıkık Mavi Köşk'tü son gördüğüm Merhaba aşkım, geldim sana Bekleyemedim, ben öldüm üzgünüm... YIKIK MAVİ KÖŞK'ÜN ÖNÜ HALA KARLI VE BEYAZ SONBAHARDA BAK ÖMÜR ÖLÜM SENSİZ NE AYAZ