Bizim Malatya'da Hevlucu Mehmet diye bi' herif vardı Her gün Beydağı Kıraathanesi'nde tek başına otururdu Şimdi Hevlucu Mehmet'in bir marifeti vardı Napolyon'dan tutun da Mustafa Kemal Atatürk'e Fatih Sultan Mehmet'e kadar herkesi tanırdı Or'da tek başına otururdu Beydağı Kıraathanesi'nde, ben giderdim yanına Ben tek başına oturan insanların Hep bi' şeyler düşündüklerine inanırdım Düşündüğünü o zaman anladım Dedim ki, "Hevlucu, ne düşünüyorsun?" dedim "Vallaha tarihi düşünüyorum", dedi Dedim, "Hangi tarihi düşünüyorsun?" dedim "Yav" dedi, "İlyas, beni gonuşturma" dedi "Bir gün" dedi, "Bu Ruslar var ya" dedi, "Komünistler" dedi "Suriye'ye gızmışlar Amerika'yla anlaştıkları için", dedi Sürekli uçak gönderiyorlar "Yalnız" dedi, "Uçakların göndermesi Ya da gönderilmesi benim umurumda değil", dedi "Uçaklar Malatya'nın üstünden geçiyorlar, la", dedi "Bi' uçak geçti, iki uçak geçti, üç uçak geçti Artık elim gırtlağıma dayandı Boğazıma gadar geldi, dayanamadım", dedi "Benim Malatya'nın üstünden öyle komünist uçakları geçemez", dedi "Altıncı uçak geçiyordu, Beydağı'na çıktım", dedi "Tam ağzımı açtım, bi' şey söyleyece'm", dedi Uçağın pilotu eğildi Uçağın penceresinden başını uzattı, dedi ki "Hevlucu, sen bu işe garışma" O zaman dedim ki "Edison güneşi ampüle kilitledi Biz aşkı kilitledik babamızın emriyle Emirlerle yaşıyoruz, emirlerle Yolumuz yönümüze uygun düşüyor Bize ne kadar emir verirlerse o gadar insanız Başlangıcımız sonumuza uygun düşüyor"