Soğuk ve şehirlerarası
Otobüslerde vazgeçtim
Çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda
Otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
Özlemeye başladım herkesi
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki
Adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan
Kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu, pütürlü duvarlara
Ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkç'eyle
Ağbilerimizden öğrendik, Ş harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan
Platonik dikenleri saymazsak
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı
Öneriyordu haber bültenleri
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiçbir mahkeme tutanağına geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde
Ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum
Suni tenefüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız
Amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme
İhtimalini seviyordum
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum
Yaz sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum
Kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum
Yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden
Ömrümün en uzun
Ömrümün en kısa
Ömrümün en çocuk
Ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum
Çünkü sonunda annem oluyordum
Babam kokuyordum sonunda
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim, çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda
Kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, ağrı dağına mistik
Ve demli bir çay kıvamında
Bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle, herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında
Olma ihtimalini sevdim
Ben senin
Beni sevebilme ihtimalini sevdim
Otobüslerde vazgeçtim
Çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda
Otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
Özlemeye başladım herkesi
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki
Adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan
Kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu, pütürlü duvarlara
Ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkç'eyle
Ağbilerimizden öğrendik, Ş harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan
Platonik dikenleri saymazsak
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı
Öneriyordu haber bültenleri
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiçbir mahkeme tutanağına geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde
Ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum
Suni tenefüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız
Amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme
İhtimalini seviyordum
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum
Yaz sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum
Kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum
Yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden
Ömrümün en uzun
Ömrümün en kısa
Ömrümün en çocuk
Ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum
Çünkü sonunda annem oluyordum
Babam kokuyordum sonunda
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim, çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda
Kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, ağrı dağına mistik
Ve demli bir çay kıvamında
Bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle, herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında
Olma ihtimalini sevdim
Ben senin
Beni sevebilme ihtimalini sevdim
Sanatçının diğer albümleri
Yedi Karanfil, Vol. 6 (Enstrümental)
1998 · albüm
Benzer Sanatçılar
Edip Akbayram
Sanatçı
Zara
Sanatçı
Kubat
Sanatçı
Hüseyin Turan
Sanatçı
Musa Eroğlu
Sanatçı
Orhan Hakalmaz
Sanatçı
Melih Kibar
Sanatçı
Hüsnü Senlendirici
Sanatçı
Sukriye Tutkun
Sanatçı
Tolga Çandar
Sanatçı
Suavi
Sanatçı
Leman Sam
Sanatçı
Orhan Gencebay
Sanatçı
Göksel Baktagir
Sanatçı
Efkan Şeşen
Sanatçı
Yavuz Bingöl
Sanatçı
Ahmet Koç
Sanatçı
Şevval Sam
Sanatçı
Gülay
Sanatçı