Kente makinalar hüküm süzdü düşen izdüşüm Aynadan yansıyan bu karanlık teveccühüm Gedikli dostumuz tütün, kanser kuşuyla günbegün Farazi ciğer çürütüp yutardım teşekkürü Yat lazaruz bu çağda görülecek bir halt yok Gayri ihtiyari denedim namümkünü Paranoyamın adı galiba tenezzülü Sil at suratından gereksiz tebessümü Göğün içine düş, balkabağına bile dönüş Noktürno gecegörüşten gangsterler grotesk ve içe dönük Senin en nihayetinden buraya kadar geldim Uçan faytonlarda bangır bangır çalar arabesk ve eminönü O esnada ben lodoslarsam çuval dolusu parayla darphaneden Meteliğin idam mangası ihbar eder beni Ve defteri dürülmüş adamı, yok daha neler! Sene ikibin bilmemkaçın kurası Derdimin devası yüzüstü kalsın haybeden Tamamlanamamışlığın ferahlığıyla denizi görmek isteyen Yağmur ekerse bozkır biçer Doğruyu bulmak için evvela yanlış olmaktan endişe duymadım bile Gürültü düşündüklerimin kötü bir çevirisiydi Istanbul'un gerçek gibi sıkıcı gözükmesiydi Kendimi takip ediyorum sayın jekyll'ın suspayı Ve bundan sonra sikeyim makul olmayı, dedi, duydunuz zeberceti Taşın yılanlığından soğuk ve kanlı suç aleti Lafın kalabalığıyla tükettiğim mühleti ağır çekim yaşadım Ah şu bitkinin kerametiyle yavaşla Mübalağa neyin nesi? velhasıl sanki visin mevsimindesin bir haftadır Ve abartma, yaşama zor demek neyin nesi? Çatımda gargoyl bura ukala-apartmanı Yaz kızım, vakanüvis, istediğimiz şiiri istediğimiz yerde söyleriz Yaz kızım, vakanüvis Olduğumuzdan kötü hatırlanırsak, ne ala, başka ne ister miyiz? Bir düşüneyim