Şu gökyüzü, şu uçurum Şu acın, şu gururum Şu gökyüzü, şu uçurum Şu acın, şu gururum Bu oyun size kalsın İstemem eksik olsun Bu oyun size kalsın İstemem eksik olsun Peki ne yapmak lazımmış Sağlam bir dayı bulup, ayağına sarılmak mı sırnaşık gibi Bir ağaç gövdesini saran sarmaşık gibi Eteğine sarılarak veli nimet sanmak mı? Mertçe davranmayıp, hileyle tırmanmak mı? İstemem eksik olsun Herkes gibi koşa koşa sonradan görmelere övgüler yazmak Ya da bir bakanın yüzü gülecek diye bir an karşısında taklalar mı atmak lazım? Her gün birine ricayaya mı gitmeli? Kapı kapı dolaşıp pabuç mu eskitmeli? Yoksa nasır mı tutsun sürünmekten dizlerim? Yahut eğilmekten mi ağrısın belim, istemem eksik olsun Tavşana kaç, tazıya tut mu demeli? Kaz gelecek yerlere tavuk mu göndermeli? Yoksa bir fino gibi hazır olda durmak mıdır ki acaba en münasibi? İstemem eksik olsun Marifet şiire koyup ayı yıldızları Aşka getirmek midir evde kalmış kızları Yahut şan olsun diye meşhur bir kitapçıya giderek veresiye şiir kitabı mı bastırmalı? Acaba bulup bir alay sersem, meyhane köşesinde dahi olmak mıdır hüner? Bir tek şiirle masa masa dolaşıp Herkesten alkış mı dilenmeli, istemem eksik olsun ♪ Yoksa ödüm mü kopsun bir Allah'ın aptalı gazeteye bir eleştiri yazacak diye her gün Yahut sayıklamak mı lazım aman adım görülsün diye şu meşhur gazetelerde, istemem eksik olsun Ve son nefesinde bile çekinmek, korkmak, tükenmek Şiir yazacak yerde ziyaretlere gitmek, karşısında zoraki sırıtmak her suratsızın Şöhret para pul peşinde koşmak, eksik olsun istemem, istemem eksik olsun Uyumak mı, ayılmak mı, ölümlüye eğilmek mi? Uyumak mı, ayılmak mı, ölümlüye eğilmek mi? İsterse herkes gülsün, istemem eksik olsun İsterse herkes gülsün, istemem eksik olsun Fakat şarkı söylemek, gülmek, dalmak hülyaya Yapayalnız ama hür seyahat etmek Ay'a Gören gözü, çınlayan sesi olmak haklının Ve canı isteyince şapkayı ters giymek karışanı olmamak Bir hiç için ya kılıcına veya kalemine sarılmak ve ancak hissederek yazmak Sonra da gayet tevazuyla kendine çocuğum demek Bütün bunları hoşgöreni hoş gör bu çiçekleri hatta bu kuru dalı, bunlar yabanın değil kendi bahçenin malı Varsın küçücük olsun fethin, fakat bil onu feth eden sensin yoksa başkası değil Ara hakkını hatta kendi nefsinden bile Velhasıl bir asalak zilletiyle tırmanma Varsın boyun olmasın söğüt kadar Bulutlara çıkmassa yaprakların ne zarar Kavaklar sıra sıra dikilse de karşına boy ver dayanmaksızın yalnız ve tek başına