Dönsem geçmiş zamana Çarpsam eski duvarlara Sarılırım hep hatama Bu yol, bu yol son bana Dönsem geçmiş zamana Çarpsam eski duvarlara Sarılırım hep hatama Bu yol, bu yol son bana Nasıl bi' lanet? Sıdkı sıyrılan bi' ben Umuda zerre yerim yok; inan, bu gerçek Onca şeyin sonrasında söyle, kim Zebercet? Gözlerimde kaygı yuvaları, uzakta memleket Böyle düşünmemiştim fakat çok eksik öldüm Sırrı dökülmüş bir gömleğin cebinde öyküm Üsküdar'da bi' akşam hüzün yağdı sağanak Astı suretini şiirde birisi aynı anda Çok sıkıldım utanmaktan, yokuşlardan Ciğerlerime saplanan bu ayazlardan Beynimi kemiren tüm detaylardan Tek bi' anı hatırlayamadığım o akşamlardan Heykеl gibi soğuktum ben silüetim yanarken Bi' kurşun sıksan inan gеçmezdi tenimden Kafamda sesler, yastığımda cehennem Farkım yoktu kandilini göremeyen bir körden Dönsem geçmiş zamana Çarpsam eski duvarlara Sarılırım hep hatama Bu yol, bu yol son bana Dönsem geçmiş zamana Çarpsam eski duvarlara Sarılırım hep hatama Bu yol, bu yol son bana Bi' tuhaf tiksiniyorum artık her bi' şeyden Gariptir, böyle olsun istemiştim zaten Ciğerimin dibinde derinden bi' nefret Hayatımdan elli oyun çıkartırdı Beckett Bu şarkı Kurt Cobain'in tüfek sesi Dünyayı sarsan on günün on birincisi Dudaklarım kilitli, hoşca kal bugün Giderken olur belki söyl'i'cek bi' son sözüm Gömül'ce'm tarihin herhangi bir gününde Bütün rezaletim, bütün kepazeliklerimle Bazen MC'ler yazar böyle şeyler Ve bence hissederler harbiden yürekten Son günümde kim bilir bir akşam üstü ner'de? Bilm'i'cek ki son isteğimi hiç' bi kimse Sürgünüm, sessiz günlerim düğümlü Dudaklarım kilitli, hoşca kal bugün Dönsem geçmiş zamana Çarpsam eski duvarlara Sarılırım hep hatama Bu yol, bu yol son bana Dönsem geçmiş zamana Çarpsam eski duvarlara Sarılırım hep hatama Bu yol, bu yol son bana