Böyledir akşamları İstanbul'un Bir efkâr basar içini çoğu zaman Yalnızlığın, çaresizliğin aklına gelir Hatıralar uçup gider avuçlarından Şekiller bozulur, renkler kararır Solar ümitlerin, batan günle birlikte Böyledir akşamları böyledir İstanbul'un Eriyip gidersin o koyu mavilikte Bir meyhane köşesinde ararsın teselliyi Zaman geçip gider, kadehler boşalır Düşersin yollara canından usanmış Başında bir ağrı, içinde kahır Kapandı sanırken o eski yara Bir sızı başlar içinde, en derinden Bir bulut gelir, çöker üstüne kapkara İki damla yaş süzülür kirpiklerinden Ansızın bir vapur düdüğü parçalar geceyi Götürür o sesler seni uzaklara Düşündüğün anda öyle sessizce ölmeyi Çekilir sesler, değişir manzara Böyledir akşamları İstanbul'un Bir efkâr basar içini çoğu zaman Yalnızlığın, çaresizliğin aklına gelir Hatıralar uçup gider avuçlarından