Rengi soluk saçlarım Geri dönmez yaşlarım Çok aradılar açmadım Telefonu kapatıp yine uyurum belki Ben överken taşlarım Güne geceden başlarım Güldürüyor ilaçlarım Kendime gelmek için susarım belki Kapınıza bakıp bakıp geçiyorum Senin için karantina günlerinde içiyorum Zehir gibi şarapları şerbet gibi dikiyorum Takmıyorum kafama hiç artık gülüp geçiyorum bende Ne öldüm ne yaşıyorum Buna bende şaşıyorum Kurguları yakıp yıkıp senaryoyu bozuyorum Farkında değilsin ama sınırları aşıyorum Beklemenin anlamı yok artık sıra sende Sessiz, usul, yalnız Renksiz, donuk, sakin Sana söyledim Sana söyledim Ertelemenin anlamı yok Şu saatten sonra beni kaybettin Sana söyledim Sana söyledim Tüm geçmişi unutup sadece bu gecenin hatırına seni affettim Pencereler, odalar ve kapalı kapılar Ruhumuz gibi sarı pejmürde perdeler Saksıdaki çiçek ve de üstümdeki hırka Oturduğum koltukta uçuyorum hızla Kolyeler ve takılar, parıltılı küpeler Uzun sarı saçları omzundan dökülen Ufacık bir burun ve de üstündeki hızma Hayallere dalıyorum bu gece bu kızla Pencereler, odalar ve kapalı kapılar Ruhumuz gibi sarı pejmürde perdeler Saksıdaki çiçek ve de üstümdeki hırka Oturduğum koltukta uçuyorum hızla Kolyeler ve takılar, parıltılı küpeler Uzun sarı saçları omzundan dökülen Ufacık bir burun ve de üstündeki hızma Hayallere dalıyorum bu gece bu kızla