Omzuma yaslan, sol tarafına düşsün en gerçek memleket Sana benden yadigâr kalsın, akrep bir de yelkovan hepten Geçsin gitsin zamana boş ver sen o suspus kentime sığdın Tedbil-i mekanda ben sabitim, cebimde narin boyunlu kadın Katran gibi demlenmiş bir çay gibi karşılıklı içmek seni Her güne çıplak etinle başlama telaşı kokunla sersem tenim Boynunda vebal, koynumda yeşil yekpare elbisen Ve sen yorganın altına saklanmış Yine sen bana sek gözyaşınla seslen Teninde durgun hüzünlü çıplak otorite gibi kıskanç kumral tan Bir gece 3 gibi birbirimizi kaybetmiştik hatta aynı bankta Beşiktaş ağladı ev yolumuzu gözledi sana ben söz vermiştim Sözümde durmadım üzdüm seni, sen bana bakma lanet herif Hâlâ sen ekmek fırınındaki 15 yaşında kırılgan kız Kuyrukta bekler gelir, adın sanın benim canım o kız Kirpiklerinde anlam yüklenmiş sırça bir sicim Sen demek, o sahafta göz ucuyla dinlendiğim huzur Bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık Yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı Sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım Sen bir gülsen, gülmedin ki ben keyfimden ağlardım Akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin Ve boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde ♪ Üfle şu kandile bitiversin gündüz korkma elimi tut Yüzüne yüzümü sürtüp başımı dizine gömsem geri dönüp Sürgüne icabet etmek nimet, senden gelsin gelecekse Kağıtta harfler ıslak, havari morfin aşkın, göğsün çiçek Bir gün geldi ve göğü bi' başka sevdi kara kurak topraklar Tam o gündür ecnebi bir kentte devrildi binalar Önümden modern çağın nesnesiyle geçtin gittin Gerinde sana bir parça beni bıraktı Eylül bitti Her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi' pencere Sol elin var hep yüzümde bana bi' bukle külfet Her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi' pencere Sol elin var hep yüzümde bana bi' bukle küfret Bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık Yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı Sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım Sen bir gülsen, gülmedin ki ben keyfimden ağlardım Akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin Ve boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde Bittiğin bulvarda; yağmur diner gözlerin başlardı Bittiğin gören her damla senden bir parçaydı Bittiğin gün elimden tutmuştun kalkaydın Bittiğin gün öldün, sen doğurdun deniz çıldırdı