Hadi çiçek topla kaldılarsa Hadi topla bütün gülümsemelerini yalnız bir kâğıtta Dönüp eski günlere Bakalım ne kadar çocukluk kalmış olabilir Avcumuzda ha, ne dersin? Şansın o zaman bi' Tanrı gibi dolaştığı sokaktan Körebede, yeşil taçlı kızdan, karşı takımdaki solaktan Nisan akşamının sokak lambasından Annenin o sevecen tafrasından artık bakalım ne kaldı Uykularım bulur seni Uykum bi' düş bahçesinde bahar Büyüdükçe zehirlenmişiz, her soluk kahır Karamela sepeti Çift mi tek mi yaşamak mı gerçektir aslında, yoksa ölmek mi? Biz ki kefenler içinde debelenen ölümüz Yamalı bir pantolon etmez hiçbir düş, kış önümüz Sobanın odun türküsü rutubetli bi' giysi Artık o kira dairesindeki çocuk bile değilsin Yağ satarım, bal satarım Usta öldü ben satarım Ustanın ömrü sarıdır Satsan ancak 15 liradır Yağ satarım, bal satarım Usta öldü ben satarım Ustanın ömrü sarıdır Satsan ancak 15 liradır Göğsümde bi' susta vardı zemberek gibi dönen Duyamazdım kendi nabzımı bile kanımın gürültüsünden Dua etmek için susturanlar kuşları Kestiler benim çocuk sesimi kırık parmak uçlarım Bana sesimi verin geri deniz tuzlu saçlarımı İlk ölümün sarsıntısını çatılmamış kaşlarımı Babam sandığım uçurtmamı gece saklambaçlarını Minderlerden çattığım o evimi geri verin Ağlamak yok artık koltuk arkalarında Annenin ağlatıcı güzelliği de albümlerde kaldı Karşı balkonlarda açan ilk sevdalar Yaşamak soluk alıp verdikçe etine battı Ölümlerle bile sarsamaz artık seni bu kent Hüznün bile hüzün değil kaldı ki elindeki buket Taranmaz artık akdeniz saçların bilinsin Sen artık o kira dairesindeki çocuk değilsin Yağ satarım, bal satarım Usta öldü ben satarım Ustanın ömrü sarıdır Satsan ancak 15 liradır Yağ satarım, bal satarım Usta öldü ben satarım Ustanın ömrü sarıdır Satsan ancak 15 liradır