Beni bu sokak köpeklerine sor, anlatırlar Karşılaşıyoruz çalarken saba makamı Fay hattında kalbim Karanlıkta kaldım bir Kasım sabahı Tüm bu köprülerin talebesiyim, altlarını da, üstlerini de çok iyi bilirim, bazılarının abonesiyim (hâlâ) (Huh) sarsılmam yani, sallanıyosam harbiden çok içmişimdir, abi Yuvarlanıp gidersin, işte her sabah bi' talim Gözüne batar o güneşin ışığı, diyemeden "Günaydın" Karardı tekrâr, azalmamış vaktim Arabanın farıymış aniden gelen misafir İstanbul puslu, insanlar suskun, bitmiş mecali Bu dinginlik absürt, sessiz bir çığlık, bir isyan misâli Bataklıkta rüzgar esse fark eder mi sanki? Fotoğrafın kadrajında kararsızlık hâkim Açıklanmayan parıltı hücremizde yangın Tahrip olma ihtimali bünyemizde yaygın Muhatap olmam pek diğer yolcularla Bir Kasım sabahı karanlıkta kaldım (söyle, söyle) Açıklanmayan parıltı hücremizde yangın Ziyan olma ihtimali bünyemizde yaygın Çok sıkıldım n'olucaksa olsun Yok olucaksak olalım artık, saatlerin pеşini beklemektеn bıktım Bu rıhtım, imbat Ruhumun kırıntısıyla beslenen Kuzgun doymamış, imdat Gökyüzünde köprüler var Özellikle sabaha karşı hepsi çok güzeller Hayır üzgünüm, siktir et, ben düzelmem Hem daha da fazla üzülürüm eğer küsersen Bakma iyi niyetliyim de sağım-solum belli olmaz Sekiz sene normal olma vazifesi yordu Masumiyet karinesi, şaibeli hazinesi Kayıp, keyfi kaçık, şekli bozuk, rengi solgun Su içerken dokunmuyodu yılanlar da küçükken Kim olduğunu unuttuysan hatırlarsın, üzülme Giden gider, burda kal ve yalanlarla avun sen Güzel günler hızlı akar, inanmadın kabul et