Toz yeşiller içinde bıraktığın Sonra geri dönüp baktığın yıllar Artık geride oğul Borca vakit yoktur geleceğin Bir adım ötede yahut daha geride oğul Anlamı düne göreydi Tadına doyamadığın çocukluk dolu günün Ve sen kahramanı olurken ömür denen öykünün Çok tipilerle geçtim En azgın sular üstünden 50 yıl önce Şimdi senin topuklarına gıcırdayan İki tahtalı yayvan köprünün Sen de göreceksin bir yudum şaraba Nice dostlukların yıkıldığını Ve dost sandığın zerzavatın Teker teker çekip gittiğini Yerine bir tutam çamur Ve birkaç deste diken erkildiğini oğul Doğduğun ülkeyi anan kadar sadık sanırsın Uğruna ölürsün, kurban olursun En diri en canlı halinde Apansızın cayır cayır yanarsın oğul Bir kış gecesi benim gibi Sen de bakacaksın Başkent'in uzaklarına pencereden Sana da kapanacak en son ışıktaki umut Farkına varmadığın bir bulut Yükselecek karanlıklarda oğul Bu senin sabahına yağacak kar demektir Adımla, buzlanmış kör balkonu Yine el salla geleceklere Ve korkmuyorsan eli kanlı felekten Sende umut var demektir oğul Dedemden babama Benden sana kalacak tek miras şayet yürekse Korkma be Söyle barışın haç olduğunu, İnsanın taç olduğunu Son peygamberin ulaştığı miraç olduğunu Dibi yoktur mezarın sonu yine dünyadır Delsek altımızdan Yeni Zelanda çıkar Farz et yolun cehenneme Şayet hak diyerek yanıyorsak oğul Korkma be bundan ne çıkar Ben toprak olunca Keşke göklerde kalan sesimi duysan Ve sesime bir ses de sen koysan Dönersen kahpesin hak yolundan bir nefes Eminim ki dönmesin oğul Sen bir Mahzuni Şerif oğluysan, oğul...